NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
153 - (1147) وحدثني
هارون بن سعيد
الأيلي،
وأحمد بن
عيسى. قالا:
حدثنا ابن
وهب. أخبرنا
عمرو بن
الحارث عن
عبيدالله بن
أبي جعفر، عن
محمد بن جعفر
بن الزبير، عن
عروة، عن
عائشة رضي
الله عنها ؛
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال
"من مات
وعليه صيام،
صام عنه وليه".
{153}
Bana Harun b. Saîd
El-Eyli ile Ahmed b. İsa rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Ibni Vehb rivayet
etti. (Dediki) Bize Amr b. Haris, Ubeydullah b. Ebî Cafer'den, o da Muhammed b.
Ca'fer b. Zâbeyr'den, o da Urve'den o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber
verdi ki: Resulullah (Salllahu Aleyhi ve Sellem) ;
«Her kim üzerinde oruç
borcu olduğu halde ölürse onun nâmına velisi oruç tutar.» buyurmuşlar.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri, Ebû
Dâvud ve Nesâi «Kitâbu's-Savm» da tahric etmişlerdir.
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in:
«Üzerinde oruç borcu
olduğu halde...» buyurması, maksadının mükellefler olduğuna karinedir. Yâni
akıl baliğ olarak ölen bir kimsenin oruç borcu varsa, onun nâmına velisi oruç
tutacaktır. Bunu tecviz eden ulemâ velinin kim olduğunu tâyin hususunda ihtilâf
etmişlerdir. Bâzıları akraba olduğunu söylemiş bir takımları hassaten mirasçı,
diğerleri de asabe akraba olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Kirmâni'ye göre sahih
olan kavil akraba olmasıdır. Bu hususta asabe yahut mirasçı olmanın bir te'siri
yoktur. Akraba olmayan birinin ölen nâmına oruç tutması hususunda «El-Mühezzeb»
şerhinde : «Velinin izni ile tutarsa sahihdir. îzinsiz tutarsa sahîh olmaz.
Velinin Ölen nâmına oruç tutması vâcib değil müstahabdır.» denilmektedir.
İbni Hazm'in rivayetine
göre Leys b, Sa'd, Ebû Sevr 've Dâvud-u Zahiri velilerin ölen kimse nâmma oruç
tutmalarının farz olduğunu söylemişlerdir.'
İçlerinden birinin oruç
tutması da kâfidir.
Nevevî dahî «Er-Ravda»
nâm eserinde kat'iyyetle buna kaail olmuş fakat mezkûr kavli hiç bir kimseye
nisbet etmemiştir.
Aynî diyor ki:
«Üstadımız Zeynüddin, Nevevi'nin bu kavline şaşmış, sonra onun müslim şerhinde
Safiî'nin bir kavline göre ölen kimse namına velisinin oruç tutması müstehab
olduğunu söylediğini, vâcib değildir, diye tasrih ettiğini bildirmiştir.»